Arteriyel kan basıncı, kardiyak output ve periferik vasküler direnç arasındaki
ilişkiye temellenir. Bu ilişki, şu formülle ifade edilebilir.
Kan Basıncı = Kardiyak Output X Periferik Vasküler Direnç
Formülden de anlaşılacağı gibi, kardiyak output ya da periferik vasküler direncin
herhangi birisindeki artış, kan basıncını da artırır. Örneğin, kardiyak output'un
artması arteriyel duvara karşı daha fazla kan pompalanmasına ve dolayısıyla kan
basıncında artışa neden olur.
Organizmada kardiyak output'u ve periferik vasküler direnci etkileyen tüm
faktörler aynı zamanda kan basıncını da etkilerler. Örneğin, kalbin pompalama
gücü zayıfladığında, kardiyak output azalır ve kan basıncı düşer. Organizma bunu
düzeltebilmek için periferik vasküler direnci artırmak amacıyla periferik arterlerde
vazokonstriksiyon oluşturur. Vazokonstriksiyon ise vasküler direnci artırarak
periferik arterlerdeki kanın kalp, beyin gibi yaşamsal organlara gönderilmesini
sağlar. Bu organların kanlanmasını sağlayan büyük damarlarda kan miktarının
artması sonucunda kan basıncı yükselir. Buna karşılık damarlarda dilatasyon
olması, vasküler direnci, dolayısıyla da kan basıncını düşürür. Bu mekanizmaların
gerçekleşmesinde çeşitli sinirsel ve hormonal faktörler de etkilidir.
Vücutta dolaşan toplam kanın, yüzde olarak dağılımı; %84’ü sistemik dolaşımda
ve bu miktarın da %64’ü venlerde, %13’ü arterlerde, %7’si arteriyol ve kapillerde,
diğer %7’si kalpte, %9’u pulmoner damarlarda bulunur. Bu sebeptendir ki periferik
direnç önemlidir.
Bunların yanısıra dolaşımdaki kan hacmi de kan basıncını etkiler. Yetişkin bir
bireyin kan hacmi ortalama 5000ml'dir. Kan hacmi arttığında damar duvarında
yaratacağı basınç daha fazla olacağı için kan basıncı da artar. Dolaşımdaki kan
hacmi kanama, dehidratasyon gibi nedenlerle azaldığında ise kan basıncı düşer .
Arteriyel kan basıncını etkileyen diğer bir durum kanın viskositesidir. Viskosite
kanın yoğunluğunu gösterir. Kanın viskositesini kanda bulunan eritrosit oranı ya
da hematokrit belirler. Kanın viskositesindeki artış, özellikle küçük kan
damarlarında kanın akışını güçleştirir. Kanın akışının güçleşmesi ise arteriyel
sistemde basınç yaratarak kan basıncını yükseltir.
Diğer taraftan, arter duvarı normalde esnek bir yapıya sahiptir. Arterde basınç
artınca damarın çapı da bu basınca uygun olarak genişler. Arterlerin
genişleyebilme yeteneği, kan basıncının düzenli olarak sürdürülebilmesinde
önemli bir etkendir. Ancak, arteriyoskleroz gibi bazı hastalıklar damar duvarının
bu özelliğini kaybetmesine neden olurlar. Damarın elastikiyetinin azalması,
içinden geçen kan akımına karşı gösterilen direnci artırır ve kan basıncı yükselir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder