16 Ocak 2011 Pazar

Diyabet #5 Diyabet Tedavisi

TEDAVİ

Şeker hastası olduğu bilinen komadaki bir hastanın koma nedeni anlaşılamıyorsa aksi ispat edilene kadar hipoglisemi kabul edilir ve dekstroz solüsyonu ile replasmana başlanır.
Hastanın hava yolu ve solunum durumunu değerlendirilir. Hasta eğer (hipoglisemide) nöbet geçirirse hastanın ağız ve burnundaki sekresyonun hava yolunu tıkamamasına dikkat edilmelidir.
Konvülziyon durumunda dilin ısırılması önlenmeli ve havayolu açık tutulmalıdır.
Hastanın cildine dokunun ve rengini, ısısını ve durumuna dikkat edin. Soğuk ve nemli cilt hipogliseminin erken bulgusu olabilir, sıcak kızarık cilt ise hiperglisemiyi düşündürür.
Diyabette taşikardi, hipotansiyon ve kızarık cilt kombinasyonu dehidratasyon varlığı için belirleyicidir.
Alanda hipoglisemi ve hiperglisemi tedavisi benzeyebilir. Şüphelenilen veya belirlenen hipoglisemide ilk hedef kan şeker seviyesini mümkün olduğunca hızlı normal hale getirmektir.
Erken hipoglisemide (örn:açlık, baş dönmesi) peynir, bisküvi, meyve suyu, süt gibi enerji kaynakları ağız yoluyla alımıyla düzeltilebilir. Hipoglisemik koma 60-90 dakika tolare edilebilir.
Akut hipoglisemide, (örn: Değişen mental durum, nöbetler, bilinçsizlik) kan şeker seviyesi %50’lik dextrozdan 25mg (%50 Dextroz 1 amp.) 10 ml/dak. uygulanarak kan şekeri yükseltilebilir. Daha hızlı ve fazla miktarda verilirse hipopotasemi ortaya çıkar. IV yol açılamadığı durumlarda hastanın şuuru açık ise sekerli sıvı veya meyva suyu ağızdan verilebilir.
Glukagon IV yol açılamadığı durumlarda gerekebilir. Glukagon karaciğerden glukoz salınımını arttırarak kan şeker seviyesini yükseltir. Glukagon IM, IV ve SC uygulanabilir. Veriliş yollarına göre dozu, IV: 0,25-0,5mg. IM ve SC:1mg, etkisini 20 dakika sonra gösterir.
 İnsüline bağımlı tüm Şeker Hastaları yanlarında glukagon ampul taşımalıdır. Ancak kişi tip 2 diyabetli ve ağızdan antidiyabetik ilaç kullanıyorsa glukagon kontrendikedir.
Hiperglisemik durumların (DKA, HHNKS’dan) ayırt etmek alanda zor olabilir. Tedavi dolaşımın devam ettirerek doku perfüzyonunun sağlanması, kan glukoz düzeyinin düşürülmesidir.Sodyum ve sıvı eksikliğin derecesi, renal fonksiyon düzeyi ve sıvı eksikliği belirlenmesi acil serviste yapılır. Hipotansiyon ve taşikardisi olan DKA’lu hastalarda serum fizyolojik (%0,9 NaCl) tavsiye edilir. İlk 2 saat içinde 1 litre/saat daha sonra 500 ml/saat ile idame yapılmalıdır. Serum içerisine bir ampul potasyum eklenmesi yararlı olur. Sıvı açığı genellikle 5-10 litre arasındadır. Yoğun sıvı replasmanı intravasküler volüme yardımcı olacaktır.

Eğer ambulansta dekstrometer cihazı ile parmaktan kan şekerini ölçmek imkanı var ise ve hastanın kan şekerinin çok yüksek olduğu (> 250 mg/dl) tesbit edilmişse kristalize insülin 0.4 Ü/kg dozunda yarısı İ.V. bolus, diğer yarısı subkutan olarak yapılır.

İnsülinlerin Saklanması
  • İnsülin aşırı sıcak yoksa, oda ısısında birkaç hafta stabil kalabilir.
  • Kullanılmayan insülinler buzdolabında (4-8 C) saklanmalı, fakat asla dondurulmamalıdır.
  • İnsülin yüksek ısıya maruz kalınca (örneğin otomobilde bırakılırsa) etkisini kaybedebilir.
  • İnsülin şişeleri açıldıktan sonra buzdolabında 3 ay, oda ısısında 1 ay saklanabilir.
  • Kalem insülinler (penfil) kalemin içinde olarak buzdolabında 3 ay, oda ısısında 3 hafta saklanabilir.   
Enjeksiyon Yerleri
  • Karın: Hızlı ve uniform insülin absorbsiyonu sağlaması nedeniyle en iyi enjeksiyon bölgesidir.
  • Baldırın ön yüzü
  • Kalçaların üst dış kadranı
  • Kolların dış yüzü: İnsülinin kas içine verilme riski nedeniyle küçük çocuklarda tavsiye edilmez

İnsülin enjeksiyonu yapılırken enjeksiyon yerinin alkolle silinmesine gerek yoktur. Genel olarak insülin enjeksiyonu 1hf-1ay aynı bölgeye yapılır. İnsülin emilimini olumsuz etkileyen lipohipertrofiyi önlemek için enjeksiyonun aynı noktaya yapılmamasına dikkat edilmelidir.

Diyabet Powerpoint Ders Notu İndir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder